AYASOFYA'DA İLK CUMA

Fetih salı günüdür. Cuma'ya kadar mimarlar hummalı bir çalışma ile Ayasofya'yı, bu fethiyye camiini, namaz kılınabilir hale getirmişlerdir. Surlar üzerinde okunan fetih ezanından sonra Ayasofya'da da Ezan-ı Muhammedî ve cum'a hutbesi okunacaktır...
Bu ruha inşirah veren hadiseyi Ahmet Muhtar Paşa'nın kaleminden okuyalım :

«Fethin diğer mühim hâdisesi, Ayasofya'da ilk Cuma namazıdır. Mimarlar ve işçiler geceyi gündüze katıp çalışarak salı günü fetholunan şehrin en büyük kilisesinde cumaya kadar lüzumlu değişikliği yaptıktan sonra, pâdişah, emîrleri, mücâhidleri, gaazîleri ve büyük bir alay ve erkânla gelip içeri adımını atar atmaz, mâbedin içinde ilâhî bir gulgule yükseldi, hâfızlar okumaya, müezzinler salâlara, ezanlara başlamışlardı. Cemâat bir ağızdan tekbir alıyor ve kubbe, aksisadâlarla uğulduyordu. Nice dem bu ilâhî sesler sürüp gittikten sonra, müezzinler: «İnn-Allahe ve melâiketehû» âyetini yanık seslerle okumaya başlayınca, Ak Şemseddin Hazretleri, Sultan Mehmed Hân'ı Sânî Hazretleri'nin koltuğuna girip hürmetle kendisini minbere çıkardı. Etrâfa hidâyet nûru saçan seyfi Muhammedî, elinde parıl parıl parlıyordu. Hazret-i Fâtih minberde yüksek ve heybetli bir sesle «Elhamdülillâh, elhamdülillâh» diye hutbe okumaya başlayıp, nîmet ve ihsânların hakikî sahibi Cenâb-ı Hakk'a yönelerek şükür ve hamdeylediği zamanda idi ki, câmide mevcud bütün gaazîler, İslâm mücâhidleri bir acâib ferahlık, neş'e ve zevk ile kendinden geçme derecelerine gelib feryâd ve şâdümânî ile gözlerinden sel gibi yaşlar dökmeye başladılar.

Hazret-i Fâtih, bir hatîb uslûb ve edâsı üzre hutbeyi okuyup bitirdikten sonra minberden inerek Ak Şemseddin Hazretleri'ni imâmete geçirip, cuma namazını İslâm mücâhidleri safları önünde ifâ eyledi.>>

Fazilet Takvimi