İMARİ PORSELENLER
Farklı renk ve desenlerde süslenen İmari porselenlerinin tarihçesini ve günümüze ulaşan eşsiz örneklerini Topkapı Sarayı Müzesi Çin ve Japon porselen seksiyonu sorumlusu Ayşe Erdoğdu kaleme aldı.
1715-1730 yıllarına tarihlenen, klasik mimari renkleri ile krizantem ve sarı zambak desenli, Qing Hanedanlığı’na ait Çin İmarisi tabak ve kapaklı kase
1715-1730 yıllarına tarihlenen, klasik mimari renkleri ile krizantem ve sarı zambak desenli, Qing Hanedanlığı’na ait Çin İmarisi tabak ve kapaklı kase
İmari, Japonya’da Hizen yarımadasının kuzeyinde, Çin Denizi kıyısında bulunan bir liman kentidir. Yakınında zengin kömür madenleri ve kaolin yatakları bulunan bu kent, ihraç ettiği porselenlere kendi adını vermiştir. 16.yüzyıl sonlarında Koreli seramikçilerin Japonya’ya gelerek üretmeye başladıkları ilk porselenler, Sometsuke adı verilen mavi-beyaz porselenlerdir. Genellikle Çin porselenleri taklit edilerek üretilen bu porselenler, İmari limanından gemilere yüklendiği için İmari olarak adlandırılmışlardır. Arita Sometsike üretimi 17.yüzyıla kadar devam etmiştir.
Japonya’da Edo devrinde (1603-1868) seramik sanatındaki en önemli gelişme İmari seramiğinin ortaya çıkmasıdır. 1643 yılında Kakiemon seramikçileri tarafından tanıtılan sır üstü emaye işinin Arita seramikçileri tarafından anlaşılmasından sonra, sır üstü emaye işlerine rağbet mavi-beyazları geçmiştir. Japonya’da Kyusu adasının kuzeyinde bulunan Arita kasabasında 17.yüzyıl ortalarında çok renkli ve desenli porselenler imal edilmeye başlanmıştır. Hollanda’nın Doğu Hindistan Şirketi’nin ticari gemileri ile İmari limanından Avrupa’ya ihraç edilen bu porselenler, Avrupa’da “İmari Seramiği” olarak tanınmakta ve çok beğenilmekteydi. Hollanda, İngiltere ve Fransa’daki seramik sanatlarına da etki eden İmari seramiği, bu ülkelerde taklit edilerek üretilmeye başlanmıştır. Bu tür çok renkli ve desenli porselenin imal tekniği Japonya’nın her bölgesinde yaygındı. Ko-imari porselen imalatı Genroku döneminde (1688-1703) zirveye ulaşmış, Kyoho dönemi (1716-1736) sonları doğru giderek azalmıştır. İhracattaki azalma ile birlikte Ko-imari kalitesi de düşmüş, stilize, tekdüze ve kalıplaşmış desenler üretilmeye başlanmıştır. İmari stilinde karakteristik renkler mavi ve kırmızıdır ve bu renkler bol miktarda altın yaldızla süslenmiştir. Geç dönem imarilerde renk sayısı artar. Aslında göz alıcı biçimde renklendirilmiş bir emaye işçiliği söz konusudur.
1700-1730 yıllarına tarihlenen, şakayık, bambu ve erik ağacı desenli Japon İmarisi kase.
1700-1730 yıllarına tarihlenen, şakayık, bambu ve erik ağacı desenli Japon İmarisi kase.
Japon porselenlerinden Nabeşima sadece imparatorluk ailesi, Ko-imari, Kutani ve Kakiemon daha çok Avrupa İhraç pazarları için üretilmekteydi. Avrupa koleksiyonlarında İmari örnekleri çok sayıdadır. Ancak bu dönemde çok sayıda İmari porseleninin Osmanlının başkenti İstanbul’a kadar gelmiş olmasına karşılık, Osmanlı seramiklerinde belirgin bir İmari etkisi bulunmamaktadır.
Japon İmari Porselenleri
Topkapı Sarayı Müzesi Japon Porselenleri koleksiyonunda altı yüzden fazla eser bulunmaktadır. Ancak koleksiyonun çok önemli bir bölümünü mavi-beyaz ve bilinen klasik renklerde çok renkli İmari porselenleri oluşturur. Aslında Japon porselenleri Topkapı Sarayı’nda kullanılmımıştır. Daha çok Yıldız Sarayı’nda kullanılan Japon porselenleri, Sultan II.Abdülhamid’in 1909 yılında tahttan indirilmesinden sonra, ikamet ettiği Yıldız Sarayı’ndaki Yıldız Müzesi’nden alınmış, sayı ve tarifleri yapılarak Topkapı Sarayı’na taşınmıştır.
1670-1690 yıllarına tarihlenen, mavi-beyaz renklerde, kayalıklar, göl manzarası ve amblemlerle süslenmiş Japon İmarisi tabak.
1670-1690 yıllarına tarihlenen, mavi-beyaz renklerde, kayalıklar, göl manzarası ve amblemlerle süslenmiş Japon İmarisi tabak.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan Hicri 1327 tarihli üç sayfalık bir belgede (Y.EE...37/98), Hazine-i Hümayın’da bulunan ve antika sayılan Çin ve Japon imalatı eşyaların açıklamalı listesi bulunmaktadır. Belgenin birinci sayfasında 1468 numarada kayıtlı bir çift küp kayıtlıdır. Bu küplerle birlikte Ko-imari porselenler hakkında şu bilgiler yer alır: “Halis Japonya imali bir çift küp vardır ki Japonya’da Ko-imari, yani eski İmari tabir edilen meşhur fabrikanın ilk üretiminden, yani 500 sene önce imal olunmuştur. Bugün pek makbul ve gayet nadir bulunur bir antika olup, eğer kapaklarının üzerinde bulunan imparator suretlerinin başları kırılmamış olsaydı, kıymetlerinin takdiri ve tayini mümkün olmazdı. Bu küpler içlerine çay saklamak üzere imparator saraylarına mahsus olup, eski zamanda kayda geçirmek mümkün olmadığından, hangi imparatorun zamanı ise o imparatorun veya imparatoriçenin suretlerinin kapakların üzerinde bulundurulması adet hükmündeymiş.” Yine aynı belgede “Birinci hanenin dördüncü dolabında bulunan, 300 sene önce Ko-imari yani eski İmari adlı fabrikanın imalatı olduğu anlaşılan, kapakları ve ağızları Avrupa’da imal edilmiş yazı hokkalarından” söz edilmektedir. Belgede konu edilen küplerden Saray koleksiyonunda çok miktarda bulunmaktadır. Genroku döneminde bol miktarda üretilerek ihraç edilen yuvarlak gövdeli, sekiz köşeli kavanozlar ile diğer kavanoz ve küpler, Osmanlılarda yiyecek ve baharat depolamak için kullanılmıştır. Ancak koleksiyondaki kapakların çoğu kavanoz ve küplere tam olarak uymamaktadır. Küp ve kavanozların kapaklarının üzerine yapılan kimono giymiş kız figürü, ihracat için yapılan örneklerde bulunmaktadır. Saray koleksiyonunda bulunan figürlü kapakların özellikle insan figürlü olanların başları kırılarak yok edilmiştir. Bunun İslamiyette belli bir dönemde uygulanan tasvir yasağı ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
1700-1740 yıllarına tarihlenen, ortasında vazo içinde çiçekler, kenarında beyaz zeminli dilimli üç pafta içinde kuşlar ve bitkiler ile süslenmiş Japon İmarisi tabak.
1700-1740 yıllarına tarihlenen, ortasında vazo içinde çiçekler, kenarında beyaz zeminli dilimli üç pafta içinde kuşlar ve bitkiler ile süslenmiş Japon İmarisi tabak.
oleksiyondaki büyük boyutlu İmari tabakların ortak özelliği, kobalt mavisi ve kırmızının yanı sıra zengin renkler kullanılarak yapılan çiçek ve bitkisel süslemelerdir. Tabakların diplerinde fırınların içerisindeki parçaların istiflenmesinde kullanılan sarkıtmalardan dolayı oluşan bir sürü küçük iz bulunur. Meoto (mahmuz izleri) adı verilen bu minik çıkıntılar, Japon İmarileri ve Çin İmarileri’ni ayırıcı önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Koleksiyondaki büyük boyutlu İmari tabakların ortak özelliği, kobalt mavisi ve kırmızının yanı sıra zengin renkler kullanılarak yapılan çiçek ve bitkisel süslemelerdir. Tabakların diplerinde fırınların içerisindeki parçaların istiflenmesinde kullanılan sarkıtmalardan dolayı oluşan bir sürü küçük iz bulunur. Meoto (mahmuz izleri) adı verilen bu minik çıkıntılar, Japon İmarileri ve Çin İmarileri’ni ayırıcı önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Saray koleksiyonundaki bazı Japon İmari kaplarında metal aksamlar görülmektedir. Bunların büyük bölümü Osmanlılar tarafından yapılmakla birlikte, sergilenmekte olan kapalı tencerede olduğu gibi, Avrupa’da yapılanları da vardır. Genel olarak kap formlarına bakıldığında, İslam ülkeleri ve Osmanlı beğenisine uygun porselenler dikkati çekmekte, ancak Avrupa etkisi de hissedilmektedir. Bunlar Hollanda, Ortadoğu ve Asya pazarlarında büyük talep görmekteydi. Ama biçim ve bezeme açısından her ülkenin isteğine göre farklı üretim yapılıyordu.
Saray koleksiyonunda bulunan Japon İmarisi bir tabağın dış yüzü. Dibindeki mahmuz izleri adı verilen fırınlama izleri. Çin porselenlerinde görülmediği için ayırıcı bir özelliktir.
Saray koleksiyonunda bulunan Japon İmarisi bir tabağın dış yüzü. Dibindeki mahmuz izleri adı verilen fırınlama izleri. Çin porselenlerinde görülmediği için ayırıcı bir özelliktir.
Çin İmari Porselenleri
Çin’deki siyasi açıdan karışık ortamdan yararlanan Japonlar, yeni ürettikleri çok renkli emaye porselen kaplarla ihracattaki Pazar payların artırarak özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarını ele geçirmişlerdir. Bir süre sonra rekabet ortamına geri dönen Çinliler hiçbir şeyin bıraktıkları gibi olmadığını, Japonların yarattığı İmari adı verilen yeni stilin Avrupa’yı ele geçirdiğini görmüşler ve 18.yüzyılın başlarından itibaren İmariyi taklit etmişlerdir. Kobalt mavisi, demir kırmızısı ve altından oluşan bu tür, Çinliler tarafından büyük bir başarıyla uygulanmış ve geliştirilmiştir.
Topkapı Sarayı Müzesi’nin Çin Porselenleri koleksiyonunda 673 parça İmari stili porselen eşya bulunmaktadır. Hemen hemen tümü 18.yüzyılın başından ilk yarısına kadar tarihlenmektedir. Belirgin kap formları yemek kültürüyle ilgili tabak ve kaselerdir. Ayrıca leğen ve ibrikler, gülabdanlar, maşrapalar, kavanoz ve küpler, çiçeklikler, bardak ve fincanlarda da bu formlar arasındadır.
Çin İmari porselenlerini Japon İmarileri’nden ayıran önemli bir fark renkleridir. Japon İmarileri’ne göre daha parlak renklere sahip olan Çin İmarileri’nin desenleri de Çin karakterini yansıtmaktadır. Dikkatlice bakındığında hamuru ve diplerindeki fırın izleri ile kolayca ayrılmaları mümkün olabilmektedir.
1715-1730 yıllarına tarihlenen, klasik mimari renkleri ile krizantem ve sarı zambak desenli, Qing Hanedanlığı’na ait Çin İmarisi tabak ve kapaklı kase
1715-1730 yıllarına tarihlenen, klasik mimari renkleri ile krizantem ve sarı zambak desenli, Qing Hanedanlığı’na ait Çin İmarisi tabak ve kapaklı kase
İmari, Japonya’da Hizen yarımadasının kuzeyinde, Çin Denizi kıyısında bulunan bir liman kentidir. Yakınında zengin kömür madenleri ve kaolin yatakları bulunan bu kent, ihraç ettiği porselenlere kendi adını vermiştir. 16.yüzyıl sonlarında Koreli seramikçilerin Japonya’ya gelerek üretmeye başladıkları ilk porselenler, Sometsuke adı verilen mavi-beyaz porselenlerdir. Genellikle Çin porselenleri taklit edilerek üretilen bu porselenler, İmari limanından gemilere yüklendiği için İmari olarak adlandırılmışlardır. Arita Sometsike üretimi 17.yüzyıla kadar devam etmiştir.
Japonya’da Edo devrinde (1603-1868) seramik sanatındaki en önemli gelişme İmari seramiğinin ortaya çıkmasıdır. 1643 yılında Kakiemon seramikçileri tarafından tanıtılan sır üstü emaye işinin Arita seramikçileri tarafından anlaşılmasından sonra, sır üstü emaye işlerine rağbet mavi-beyazları geçmiştir. Japonya’da Kyusu adasının kuzeyinde bulunan Arita kasabasında 17.yüzyıl ortalarında çok renkli ve desenli porselenler imal edilmeye başlanmıştır. Hollanda’nın Doğu Hindistan Şirketi’nin ticari gemileri ile İmari limanından Avrupa’ya ihraç edilen bu porselenler, Avrupa’da “İmari Seramiği” olarak tanınmakta ve çok beğenilmekteydi. Hollanda, İngiltere ve Fransa’daki seramik sanatlarına da etki eden İmari seramiği, bu ülkelerde taklit edilerek üretilmeye başlanmıştır. Bu tür çok renkli ve desenli porselenin imal tekniği Japonya’nın her bölgesinde yaygındı. Ko-imari porselen imalatı Genroku döneminde (1688-1703) zirveye ulaşmış, Kyoho dönemi (1716-1736) sonları doğru giderek azalmıştır. İhracattaki azalma ile birlikte Ko-imari kalitesi de düşmüş, stilize, tekdüze ve kalıplaşmış desenler üretilmeye başlanmıştır. İmari stilinde karakteristik renkler mavi ve kırmızıdır ve bu renkler bol miktarda altın yaldızla süslenmiştir. Geç dönem imarilerde renk sayısı artar. Aslında göz alıcı biçimde renklendirilmiş bir emaye işçiliği söz konusudur.
1700-1730 yıllarına tarihlenen, şakayık, bambu ve erik ağacı desenli Japon İmarisi kase.
1700-1730 yıllarına tarihlenen, şakayık, bambu ve erik ağacı desenli Japon İmarisi kase.
Japon porselenlerinden Nabeşima sadece imparatorluk ailesi, Ko-imari, Kutani ve Kakiemon daha çok Avrupa İhraç pazarları için üretilmekteydi. Avrupa koleksiyonlarında İmari örnekleri çok sayıdadır. Ancak bu dönemde çok sayıda İmari porseleninin Osmanlının başkenti İstanbul’a kadar gelmiş olmasına karşılık, Osmanlı seramiklerinde belirgin bir İmari etkisi bulunmamaktadır.
Japon İmari Porselenleri
Topkapı Sarayı Müzesi Japon Porselenleri koleksiyonunda altı yüzden fazla eser bulunmaktadır. Ancak koleksiyonun çok önemli bir bölümünü mavi-beyaz ve bilinen klasik renklerde çok renkli İmari porselenleri oluşturur. Aslında Japon porselenleri Topkapı Sarayı’nda kullanılmımıştır. Daha çok Yıldız Sarayı’nda kullanılan Japon porselenleri, Sultan II.Abdülhamid’in 1909 yılında tahttan indirilmesinden sonra, ikamet ettiği Yıldız Sarayı’ndaki Yıldız Müzesi’nden alınmış, sayı ve tarifleri yapılarak Topkapı Sarayı’na taşınmıştır.
1670-1690 yıllarına tarihlenen, mavi-beyaz renklerde, kayalıklar, göl manzarası ve amblemlerle süslenmiş Japon İmarisi tabak.
1670-1690 yıllarına tarihlenen, mavi-beyaz renklerde, kayalıklar, göl manzarası ve amblemlerle süslenmiş Japon İmarisi tabak.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan Hicri 1327 tarihli üç sayfalık bir belgede (Y.EE...37/98), Hazine-i Hümayın’da bulunan ve antika sayılan Çin ve Japon imalatı eşyaların açıklamalı listesi bulunmaktadır. Belgenin birinci sayfasında 1468 numarada kayıtlı bir çift küp kayıtlıdır. Bu küplerle birlikte Ko-imari porselenler hakkında şu bilgiler yer alır: “Halis Japonya imali bir çift küp vardır ki Japonya’da Ko-imari, yani eski İmari tabir edilen meşhur fabrikanın ilk üretiminden, yani 500 sene önce imal olunmuştur. Bugün pek makbul ve gayet nadir bulunur bir antika olup, eğer kapaklarının üzerinde bulunan imparator suretlerinin başları kırılmamış olsaydı, kıymetlerinin takdiri ve tayini mümkün olmazdı. Bu küpler içlerine çay saklamak üzere imparator saraylarına mahsus olup, eski zamanda kayda geçirmek mümkün olmadığından, hangi imparatorun zamanı ise o imparatorun veya imparatoriçenin suretlerinin kapakların üzerinde bulundurulması adet hükmündeymiş.” Yine aynı belgede “Birinci hanenin dördüncü dolabında bulunan, 300 sene önce Ko-imari yani eski İmari adlı fabrikanın imalatı olduğu anlaşılan, kapakları ve ağızları Avrupa’da imal edilmiş yazı hokkalarından” söz edilmektedir. Belgede konu edilen küplerden Saray koleksiyonunda çok miktarda bulunmaktadır. Genroku döneminde bol miktarda üretilerek ihraç edilen yuvarlak gövdeli, sekiz köşeli kavanozlar ile diğer kavanoz ve küpler, Osmanlılarda yiyecek ve baharat depolamak için kullanılmıştır. Ancak koleksiyondaki kapakların çoğu kavanoz ve küplere tam olarak uymamaktadır. Küp ve kavanozların kapaklarının üzerine yapılan kimono giymiş kız figürü, ihracat için yapılan örneklerde bulunmaktadır. Saray koleksiyonunda bulunan figürlü kapakların özellikle insan figürlü olanların başları kırılarak yok edilmiştir. Bunun İslamiyette belli bir dönemde uygulanan tasvir yasağı ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
1700-1740 yıllarına tarihlenen, ortasında vazo içinde çiçekler, kenarında beyaz zeminli dilimli üç pafta içinde kuşlar ve bitkiler ile süslenmiş Japon İmarisi tabak.
1700-1740 yıllarına tarihlenen, ortasında vazo içinde çiçekler, kenarında beyaz zeminli dilimli üç pafta içinde kuşlar ve bitkiler ile süslenmiş Japon İmarisi tabak.
oleksiyondaki büyük boyutlu İmari tabakların ortak özelliği, kobalt mavisi ve kırmızının yanı sıra zengin renkler kullanılarak yapılan çiçek ve bitkisel süslemelerdir. Tabakların diplerinde fırınların içerisindeki parçaların istiflenmesinde kullanılan sarkıtmalardan dolayı oluşan bir sürü küçük iz bulunur. Meoto (mahmuz izleri) adı verilen bu minik çıkıntılar, Japon İmarileri ve Çin İmarileri’ni ayırıcı önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Koleksiyondaki büyük boyutlu İmari tabakların ortak özelliği, kobalt mavisi ve kırmızının yanı sıra zengin renkler kullanılarak yapılan çiçek ve bitkisel süslemelerdir. Tabakların diplerinde fırınların içerisindeki parçaların istiflenmesinde kullanılan sarkıtmalardan dolayı oluşan bir sürü küçük iz bulunur. Meoto (mahmuz izleri) adı verilen bu minik çıkıntılar, Japon İmarileri ve Çin İmarileri’ni ayırıcı önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Saray koleksiyonundaki bazı Japon İmari kaplarında metal aksamlar görülmektedir. Bunların büyük bölümü Osmanlılar tarafından yapılmakla birlikte, sergilenmekte olan kapalı tencerede olduğu gibi, Avrupa’da yapılanları da vardır. Genel olarak kap formlarına bakıldığında, İslam ülkeleri ve Osmanlı beğenisine uygun porselenler dikkati çekmekte, ancak Avrupa etkisi de hissedilmektedir. Bunlar Hollanda, Ortadoğu ve Asya pazarlarında büyük talep görmekteydi. Ama biçim ve bezeme açısından her ülkenin isteğine göre farklı üretim yapılıyordu.
Saray koleksiyonunda bulunan Japon İmarisi bir tabağın dış yüzü. Dibindeki mahmuz izleri adı verilen fırınlama izleri. Çin porselenlerinde görülmediği için ayırıcı bir özelliktir.
Saray koleksiyonunda bulunan Japon İmarisi bir tabağın dış yüzü. Dibindeki mahmuz izleri adı verilen fırınlama izleri. Çin porselenlerinde görülmediği için ayırıcı bir özelliktir.
Çin İmari Porselenleri
Çin’deki siyasi açıdan karışık ortamdan yararlanan Japonlar, yeni ürettikleri çok renkli emaye porselen kaplarla ihracattaki Pazar payların artırarak özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarını ele geçirmişlerdir. Bir süre sonra rekabet ortamına geri dönen Çinliler hiçbir şeyin bıraktıkları gibi olmadığını, Japonların yarattığı İmari adı verilen yeni stilin Avrupa’yı ele geçirdiğini görmüşler ve 18.yüzyılın başlarından itibaren İmariyi taklit etmişlerdir. Kobalt mavisi, demir kırmızısı ve altından oluşan bu tür, Çinliler tarafından büyük bir başarıyla uygulanmış ve geliştirilmiştir.
Topkapı Sarayı Müzesi’nin Çin Porselenleri koleksiyonunda 673 parça İmari stili porselen eşya bulunmaktadır. Hemen hemen tümü 18.yüzyılın başından ilk yarısına kadar tarihlenmektedir. Belirgin kap formları yemek kültürüyle ilgili tabak ve kaselerdir. Ayrıca leğen ve ibrikler, gülabdanlar, maşrapalar, kavanoz ve küpler, çiçeklikler, bardak ve fincanlarda da bu formlar arasındadır.
Çin İmari porselenlerini Japon İmarileri’nden ayıran önemli bir fark renkleridir. Japon İmarileri’ne göre daha parlak renklere sahip olan Çin İmarileri’nin desenleri de Çin karakterini yansıtmaktadır. Dikkatlice bakındığında hamuru ve diplerindeki fırın izleri ile kolayca ayrılmaları mümkün olabilmektedir.
TOPKAPI MÜZESİ
- ARZ ODASI
- AVRUPA PORSELENLERİ
- BABÜSSELAM
- BAĞDAT KÖŞKÜ
- BAYRAM TAHTI
- CELLATLAR ÇEŞMESİ
- DÖRDÜNCÜ YER
- HAREM DAİRESİ
- HAZİNE BİNASI
- HIRKA-İ SAADET DAİRESİ
- I. AHMET'İN TAHTI
- III. AHMET'İN KÜTÜPHANESİ
- İMARİ PORSELENLER
- İSTANBUL DAMGALI PORSELENLER
- NECEF TAŞI
- PORTRELERİ BULUNAN PADİŞAHLAR
- REVAN KÖŞKÜ
- SÜNNET KÖŞKÜ