Kütahya Arkeoloji Müzesi

Ulu Cami yanında Umur-bin Savcı Medresesi olarak bilinen yapı 1965 yılında ziyarete açılmıştır. Medrese binası 1314 yılında Germiyan Beylerinden Umur Bin Savcı tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen yapının portali Selçuklu sanatının özelliklerini gösterir.

Medresede, Kapıları, kubbeli orta mekâna açılan dokuz küçük oda vardır. Müze içinde yer alan vitrinlerde geç Miyosen döneminden itibaren, Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Restorasyonu ve yeni teşhir düzenlemesi yapılarak 5 Mart 1999 tarihinde yeniden ziyarete açılmıştır.

Kütahya’da ilk müzecilik çalışmalarına 1945 yılında başlanmıştır. Vahit Paşa Kütüphanesi’nin içerisinde bir müze deposu kurulmuş, ayrıca İslâm dönemine ait eserler Pir Ahmet Beşir Türbesi’nde teşhir edilmiştir. Müzedeki eserlerin artması ile 1947 yılında İl Genel Meclisi Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurarak Özel İdare’nin elinde bulunan Vacidiye Medresesi’nin müze halinde getirilmesini istemiştir. Arkeoloji Müzesinin resmi açılışı 6 Mart 1965 yılında olmuştur. Giriş kapısı üzerindeki kitabeden anlaşıldığına göre, bu medreseyi Germiyanoğulları devrinde Umur bin Savcı 1314 yılında yaptırmıştır.

Kütahya’da müze çalışmaları sürerken Kütahya Milletvekili Ahmet Bozbey 101 parçalık oya koleksiyonunu buraya bağışlamıştır. Daha önceki yıllarda Gıyas Sağer isimli bir kişi de Kütahya yöresinden topladığı 33 parça eseri 1936 yılında Ankara Arkeoloji Müzesi’ne vermiştir. Müze olarak düşünülen Vacidiye Medresesi’nin Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü 1956-1957 yıllarında onarımına başlamış ve onarım 1963 yılında tamamlanmıştır. Bundan sonra Topkapı Sarayı Müzesi’nden getirilen eserlerle Kütahya’da bulunan eserlerle birlikte müzenin teşhir ve tanzimi yapılmış ve 15 Mart 1965’te Müdürlük haline getirilmiştir.

Müzede tarih öncesi dönemlere ait Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit , Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Özellikle Burdur Hacılar’dan gelen Geç Kalkolitik Dönem boyalı keramikleri müzenin en eski örnekleridir. Bunun yanı sıra çeşitli fosiller, Eski Tunç ve Frig dönemine ait eserler müzenin girişindeki vitrinlerde teşhir edilmektedir. Bu eserler arasında Frig çocuk oyuncakları, Ana Tanrıça, Kybele, rahipler, Satyr ve Hekate heykelleri de dikkat çekicidir. Ayrıca Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen keramikler, kandiller, cam eserler, cerrahi aletler de onları tamamlamaktadır.

Aizonai örenyerinde 1990 yılında bulunan Amazon Lahti de müzenin önemli eserleri arasındadır. MS.160 yılına tarihlenen Yunanlılarla Amazonların savaşını canlandıran bu lahit döneminin sağlam kalabilmiş tek örnekleri arasındadır. Seyit Ömer Höyükte yapılan kurtarma kazısında bulunan küpler, kemik aletler, kiremitler; Ağızören kurtarma kazısında müze tarafından çıkarılan Hitit dönemi buluntuları ve Roma devri mezar taşları da müzedeki önemli eserlerdendir.