Mecma-ı í‚sar-ı Atika Müzesi

Mecma-ı Âsâr-ı Atika (Eski Eserler Koleksiyonu), Türkiye'deki ilk müze oluşumudur; günümüzdeki İstanbul arkeoloji Müzeleri'nin altyapısını oluşturur.

Padişah Abdülmecit'in Yalova gezisi sırasında gördüğü Bizans yazıtlarını İstanbul'a getirtmesi üstüne eserler, 1846 senesinde Osmanlı Devlet adamı Ahmet Fethi Paşa tarafından o güne kadar saray kaynağı olarak kullanılan Aya İrini'de toplatılmıştı. Koleksiyon, Mehmed Emin Âli Paşa Sadrazam Ali Paşa döneminde düzenlendi ve 1869 senesinde dönemin maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından Müze-i Hûmayun (İmparatorluk Müzesi) olarak isimlendirildi. Aynı sene , ilk müze müdürü olarak Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Dr. Good vazifelendirildi. Ayrıca vilayetlere bir genelge gönderilerek çevrelerindeki tüm tarihi eserlerin tahrip edilmeden müzeye iletmeleri istendi.

Dr. Good, 1871 tarihinde müze müdürlüğünden ayrılmasından sonra, Mehmed Emin Âli Paşa Sadrazam Ali Paşa'nın yerini alan yeni Mahmud Nedim Paşa Sadrazam Nedim Paşa müze müdürlüğünü kaldırdı; Trentzio adlı bir kişiyi Aya İrini'deki eserleri korumakla vazifelendirdi. Ancak 1872 tarihinde, Ahmet Vefik Paşa'nın sadrazamlığı sırasında müze müdürlüğü tekrardan kuruldu; bu göreve atanan Anton Dethier ölene kadar görevini sürdürdü.

1873 senesinde maarif nazırı Ahmet Cevdet Paşa'nın çalışmaları ile genişletilen müze, Aya İrini'deki rutubet oranının eserler zarar vermeye başlaması üzerine 1875 senesinde ve Fatih Sultan Mehmet tarafından 1472 tarihinde yaptırılan Çinili Köşk’e nakledildi. Koleksiyon artık tam olarak halka açık hale gelmişti; giriş tutarı 100 para olarak belirlendi; Çarşamba günleri hanımların ziyaret günü olarak deklare edildi .

Dethier'in 1881 tarihinde ölümü üstüne Osman Hamdi Bey ilk Türk müze müdürü olarak göreve başladı. Osman Hamdi Bey'in, ülkedeki arkeolojik kazıların bir bölümünün Müze-i Hümayun tarafından gerçekleştirilmesi girişimleri sayesinde müzedeki yapıt sayısı çok arttı. Bir müze binasına gereksinim duyulması üstüne mimar Vallaury tarafından ülkenin ilk müze olarak kullanılmak amacı ile inşa edilen binası tasarlandı ve 1891 tarihinde hizmete açıldı. 1903 ve 1907 tarihinde ek binalar yapıldı.

1910 senesinde Osman Hamdi Bey'in ölümü üstüne müze müdürlüğünü kısa bir müddet kardeşi Halil Ethem Eldem Halil Ethem Bey yürüttü. 1912-1914 seneleri arasında yayınlattığı taş eserler kataloğu ile müze dünya'da tanınmış oldu. Başka bir binaya taşınan Sanayi Nefise(Güzel Sanatlar Okulu)'nin binası müzeye verilince burası Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlendi.

Günümüzde İstanbul arkeoloji Müzeleri ismiyle dünyanın en büyük müzelerinden birisi olarak varlığını devam ettirir.